Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar İstanbul’da yaşanan şiddetli yağışı değerlendirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, İstanbul’da bugün yaşanan ve su baskınlarına neden olan şiddetli yağışı değerlendirdi. Açıklamalarında iklim değişikliği vurgusu yapan Prof. Birpınar, belediyeleri ve diğer kurumları suçlamanın kolaya kaçmak olduğunu, iklim değişikliği ile mücadelenin küresel boyutta ele alınması gerektiğini dile getirdi. Şiddetli yağışların ve ani sıcaklık değişimlerinin dünyanın ve Türkiye’nin çeşitli noktalarında yaşanmaya devam edeceğini vurgulayan Birpınar, “Bu yağışlar devam edecek insanoğlu kendi kazdığı kuyuya düşmeye devam ediyor. Aşırı sıcakları ve soğukları görmeye devam edeceğiz. Ağustos ayında inanılmaz sıcaklar bekliyoruz. İlerleyen süreçlerde bu beklentilerimiz devam edecek. Küresel anlamda tedbirler alınması gerekiyor BM ile beraber hareket ederek ortak tavırların alınması gerektiğinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz. İnsanoğlu felakete doğru gidiyor. Belediyeleri suçlamak çok kolay ama aşırı şiddetli yağışlara belediyelerin yapacağı çok fazla bir şey yok. Tabi ki daha fazla çalışmaları ve başka işlere ayırdıkları paraları altyapılara aktarmaları gerekiyor ama ani gelişen bu yağışlara karşı insanoğlu çaresiz kalıyor” açıklamalarını yaptı.
“TOPRAK YAĞMURLA BULUŞAMIYOR”
Şiddetli yağış neticesinde yaşanan su baskınlarının ve taşkınların meydana gelmesinde aşırı betonlaşmanın da etkili olduğunu belirten Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Birpınar, İklim değişikliği ile mücadelede herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Birpınar, “Şehirlerimiz aşırı betonlaşınca yağışın toprakla buluşması engelleniyor. Çatılar, kaldırımlar, binalar… Yağış da şiddetli olunca felaket beraberinde geliyor. Toprak yağmurla buluşamıyor. Eskiden toprak yağışı özümserdi. Nüfusun artması, şehirlerin büyümesi sonucunda bu tip olaylarla da karşılaşmak kaçınılmaz hale geliyor. Sadece yetkilileri kurumları suçlayarak çözüm aramak en kolayı. Herkese görev düşüyor. Medyaya da önemli görevler düşüyor. Vatandaşları iklim değişikliği konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Bu duruma nasıl uyum göstereceğiz, hangi tedbirleri alacağız konuşmalıyız. Birilerini suçlayarak rahatlamak yerine bireysel olarak hangi önlemleri almamız gerektiğini tartışmalıyız. Bu işin bir bütün olduğunu, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini, tüm dünyada bu konunun konuşulması gerektiğini düşünüyorum. İklimi değiştiren insanoğlu şimdi de sonuçlarına katlanıyor. Gelecek nesillere bir özür borcumuz var. Şiddetli yağışlar devam edecek, aşırı soğuklar, aşırı sıcaklar, taşkınlar devam edecek. En azından ilerleyen zamanda bunların yaşanmaması için el ele vererek hareket edelim. Bugün İstanbul’da yaşanan olay yarın Türkiye’nin başka bölgelerinde olabilir. Ölümlerle, göçlerle karşılaşabiliriz. Çünkü artık adalar yok oluyor, buzullar kopuyor. Bu meseleyi hep beraber ele almamız lazım. Ülkelerin ortak hareket ederek tedbir almaları gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
